Engelli kız çocukları ve kadınlar, üreme sağlığı ve cinsel sağlığa ilişkin yaşa uygun ve güvenilir bilgiye ve hizmetlere erişimde birçok gruba kıyasla daha çok güçlük yaşamakta ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet açısından da daha fazla risk altında bulunan bir grubu oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2011’de yayınladığı raporda dünya nüfusunun %15’ini engelli bireylerin oluşturduğu aktarılmıştır. Aynı zamanda OECD ülkelerindeki engelli kadın sayısının, engelli erkek sayısından daha fazla olduğu belirtilmiştir.
Cinsiyet eşitsizlikleri dikkatlice göz önünde bulundurulduğunda, engelli kadın ve kız çocuklarının toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ile mücadele mekanizmalarına erişiminin de oldukça güç olacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla üreme sağlığı ve cinsel sağlık programlarının engellilik ve toplumsal cinsiyeti bir arada ele alan bir bakış açısı ile yeniden değerlendirilmesi elzemdir.