Go Back Go Back
Go Back Go Back
Go Back Go Back

8 Milyar Yaşam, Sonsuz Olasılıklar: Haklar ve seçimler üzerine

8 Milyar Yaşam, Sonsuz Olasılıklar: Haklar ve seçimler üzerine

8 Milyar Yaşam, Sonsuz Olasılıklar: Haklar ve seçimler üzerine

Dünya nüfusu 8 milyarı aştı.

Dünyada çok mu fazlayız? Yoksa aksine çok mu azız?

Yoksa yanlış soruyu mu soruyoruz?

Bu dönüm noktası niteliğindeki dönemin demografiğinde, dünyamızın karşı karşıya olduğu çoğu zorluğun temel nedenini nüfus dinamiklerine bağlamak kolay olabilir.

Oysa gerçek şu ki, sorun hiçbir zaman insanların sayısı olmadı.

Doğru soruları sormak!

Yeni veriler, nüfus ile ilgili kaygılarının yaygın olduğunu ve hükümetlerin doğurganlık oranlarını artırmayı, düşürmeyi veya sürdürmeyi amaçlayan politikalara giderek daha fazla odaklandığını ortaya koyuyor.

Ancak bu yılki Dünya Nüfus Durumu raporuna göre, doğurganlık oranlarını etkilemeye yönelik politikalar genellikle etkisiz kalıyor ve kadın haklarına zarar verebiliyor.

Aslında sormamız gereken soru; Gezegendeki insan sayısının azlığı ya da çokluğu ile ilgili değil, tüm bireylerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakları dahil olmak üzere temel insan haklarına erişiminin olup olmadığı ile ilgili olmalı.

Mevcut durumda, insanlığın yalnızca bir kısmı bu haklara erişebiliyor.

2023 Dünya Nüfus Raporuna Göre;

    

  • 68 ülkeden alınan verilere göre, kadınların ve kız çocuklarının yüzde 24’ü cinsel ilişkiye ‘hayır’ diyemiyor ve yüzde 11'i gebelik önleyici yöntem kullanımı ile ilgili kendi kararlarını alamıyor. 
  • 8 ülkede yapılan bir araştırma, dünya nüfusu ile ilgili medyadaki tartışmalara maruz kalan kişilerin küresel nüfusu “çok yüksek” görmeye daha yatkın olduğunu gösteriyor.
  • Küresel demografi hızla değişiyor: İnsanların 3’te 2’si düşük doğurganlık koşullarında yaşıyor; 2050 yılına kadar küresel nüfusta öngörülen artışın yarısını 8 ülke oluşturacak (Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mısır, Etiyopya, Hindistan, Nijerya, Pakistan, Filipinler ve Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti) ve dünyanın en kalabalık ülkeleri sıralamasını önemli ölçüde değiştirecek.
  • İklim değişikliği için doğurganlığı suçlamak, en büyük karbon salımı sorumlularını dışarıda bırakıyor. 8 milyar insandan yaklaşık 5,5 milyarı, karbon emisyonuna katkıda bulunmak için gerekli parayı (günde yaklaşık 10 dolar) kazanmıyor bile.
  • Yakın tarihli bir BM araştırması, iş gücünde daha fazla toplumsal cinsiyet eşitliğinin, yaşlanan ve doğurganlığın düşük olduğu toplumlarda ekonomileri kalkındırmak için kadınların daha fazla çocuk yapması için üretilen politikalardan çok daha etkili olacağını gösteriyor.

Bunların tamamı ve daha fazlası, UNFPA’in 2023 Dünya Nüfus Raporunda ele alındı.