Türkiye’deki 450 bin mülteci çeşitli engellerle yaşıyor. Pek çoğu, halihazırda sunulan hizmetlere dair yeterli bilgi sahibi değil ya da bu hizmetlere erişmekte zorlanıyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM)’nin desteğiyle, engelli mültecilerin ve onların bakımını üstlenen kişilerin koruma hizmetlerine erişiminin artırılması için yeni bir proje başlattı. Proje, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse ediliyor.
ANKARA – Dünyanın en fazla mülteci barındıran ülkesi konumundaki Türkiye, yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bunun 3,6 milyonunu geçici koruma altında bulunan Suriyeliler oluşturuyor. Hem Türkiye’ninhem de ulusal ve uluslararası kurumların çabaları sürerken, devam eden göç durumu, hızlı nüfus artışı ve COVID-19 pandemisi gibi etkenler ile bu durumun yerel kaynaklar üzerinden oluşturduğu baskı, mülteci ve göçmenlerin yaşadığı sorunlara müdahaleyi zorlaştırıyor.
Birleşmiş Milletler Göç Örgütü’nün (IOM) 2017 yılında yaptığı araştırmaya göre, neredeyse her 10 mülteci hanesinden 1’inde engelli bir birey bulunuyor (%12,4). Engellilik durumu mültecileri istihdam, eğitim ve sağlığa erişim gibi pek çok alanda daha da kırılgan hale getirirken, özgüven düşüklüğü ve toplumdan dışlanma hissi gibi psikolojik ve sosyal sorunlar yaşamalarına da yol açabiliyor. UNFPA Türkiye tarafından 2020 yılında TESEV ve KONDA ile birlikte İzmir ve Ankara’da gerçekleştirilen “Engelli Suriyelilerin İhtiyaçları Araştırması”na göre de, depresyon ve kaygı engelli mülteciler arasında çok yaygın.
UNFPA Türkiye’nin araştırmasına göre, engelli mülteciler, en fazla sağlık hizmetlerine ilişkin desteğe ihtiyaç duyuyor; yarısının ameliyata ve belirli ilaçlara, üçte birinin ise protez ve ortopedik cihazlara ihtiyacı var. Ancak, engelli mültecilerin yarısından fazlası ulaşım zorluğu, maddi imkansızlıklar ve dil engeli sebebiyle sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşıyor. Öte yandan maddi imkansızlıklar, dil bariyeri, kamusal alanların ve binaların engelli bireylerin erişimine olanak sağlamayan fiziksel yetersizlikleri, kamu kurumlarındaki uzun bekleme süreleri ve toplu taşıma, engelli mültecilerin ve onlara destek olan kişilerin koruma hizmetlere erişimini de kısıtlıyor. Çalışmadaki önemli bulgulardan biri de engelli kadın ve kız çocuklarının toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, cinsel istismar ile HIV ve benzeri cinsel yolla bulaşan hastalıklara ilişkin yüksek risk altında olduğu.
UNFPA tarafından SGDD-ASAM ortaklığında ve Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu’nun finansal desteği ile hayata geçirilen “Engelli Mültecilerin Koruma Hizmetlerine Erişiminin Artırılması Projesi” bu sorunların çözümüne katkı sunmayı hedefliyor. Proje kapsamında, Ankara ve İzmir’deki 2 hizmet birimi ile engellilere ve onların bakımını üstlenen kişilere yönelik; danışmanlık, bilgilendirme, psiko-sosyal destek, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı önleme ve müdahale hizmetleri ve diğer hizmetlere erişim konusunda yönlendirme ve destek başta olmak üzere koruma hizmetleri veriliyor. Engelli dostu araçlar ile kişilerin hizmet birimlerine ve diğer hizmetlere erişimleri kolaylaştırılıyor.
Proje merkezleri ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın, belediyelerin ve UNFPA’in, engelli kadın ve kız çocuklarının başta üreme sağlığı olmak üzere genel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik hali hazırda faaliyet gösteren diğer hizmet birimleri ile de yakın işbirliği içinde çalışıyor.