6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremler, Türkiye’de milyonlarca insanın hayatını alt üst etti. Kadınlar ve kız çocukları, deprem ve depremin yarattığı sorunlardan daha fazla etkileniyor; bölgedeki zor şartlar nedeniyle korumaya dair ihtiyaçları artıyor ve üreme sağlığı hizmetleri, ürünleri ve bilgilerine erişimde zorluk yaşıyorlar. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), KAMER Vakfı iş birliği ve Japon Hükümeti’nin finansal desteği ile Kadın Sağlığı Danışma Merkezlerinde kadına yönelik şiddet, çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerle mücadele ve üreme sağlığı alanında bilgi ve hizmetlere erişimi artırmak için çalışıyor. Daha fazlasını iyileşmeye devam eden kadınlar anlatıyor.
Malatya, Türkiye - 53 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan 6 Şubat 2023 depremleri, Türkiye’nin 11 ilinde yaşayan 9 milyondan fazla insanın hayatını doğrudan etkiledi. Felaketin ekonomi, altyapı, sağlık ve eğitim alanlarında yarattığı yıkıcı etki bölgedeki herkesin hayatında büyük zorluklara yol açtı. Ancak, kadınlar ve kız çocukları, bu zor koşullar altında çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirilme, şiddet ve taciz gibi risklerin artması nedeniyle daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Malatya’da KAMER iş birliği ve Japonya Hükümeti’nin finansal desteğiyle, depremin ardından kadınların ve kız çocuklarının sağlık ve koruma alanlarındaki devam eden ihtiyaçlarının karşılanması için çalışıyor.
Gamze’nin Hikayesi
“Benim çocuklarımın artık huzurlu bir evi olacak. Artık çatımızı başımızdan kimse alamayacak, kimse diyemeyecek ki bu evden çık.” Hayattaki hiçbir sorun karşısında yalnız ve çaresiz olmadığını, aslında her zaman bir çıkış yolu olduğunu anlamasının hikayesini bu sözlerle anlatıyor Gamze (38).
17 yaşındayken akrabasıyla evlendirilen, 22 yıldır eşinden şiddet gören kadın, kendisi ve çocukları için deprem öncesi ve sonrasında değişen tek şeyin eşinden gördüğü şiddetin boyutu ve sıklığı olduğunu söylüyor; “Kocam çalışıyordu ama bize hiç bir katkı sunmuyordu. Çocuklarımı komşuların desteğiyle büyüttüm. Artık geçinebilmek için işe girdiğim gün kocam beni evden attı, bir daha bu eve giremezsin, dedi.”
Gamze evden atıldıktan sonra çocukları babalarından şiddet görmeye devam ettiği için sevgi evine yerleştirildi. Genç kadın, çocuklarını sevgi evinden çıkarıp; onlarla yeniden bir araya gelmek için UNFPA ve KAMER’in merkezine başvurdu. Aldığı nakit desteği ile kendine bir ev kiraladı ve çocuklarını yanına alabildi. Kendisini ve çocuklarını bu şiddet döngüsünden çıkarmak için avukat tutup dava açtı.
Gamze aldığı desteğin önemini anlatırken “Bu destek karanlık bir yerden aydınlığa geçmek gibi,“ diyor ve ekliyor, “Bu destek bana büyük bir güç verdi. Burası sadece benim için değil, çocuklarımın geleceği için de bulunmaz bir fırsat.”
Hilal’in Hikayesi
Hilal (38), 16 yıldır evli olduğu eşinden uzun süredir psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddet görüyordu. Karşı koymak için korktuğunu, “Bir keresinde darp raporu almak için hastaneye gittim, ama çocuklarımı düşünerek içeri girmeden geri döndüm” sözleriyle anlatıyor.
Hilal, 6 Şubat depremlerinin ardından da şiddet devam ettiği için eşinden uzaklaşmak için Malatya’ya ailesinin yanına gittiğinde UNFPA destekli üreme sağlığı merkezinden haberdar oldu. Toplantılara katıldığı ilk günü, “Kadınlar sıkıntılarını anlatıyorlardı. Sıra bana geldi, ben tek kelime edemeden; ağlamaya başladım, sonra da anlatmaya başladım. Anlattıkça rahatladım, beni dinlediklerini gördükçe daha çok anlattım ve ondan sonra her toplantıya gittim. Hiç susmadım,” diyerek anlatıyor.
Yaşadığı şiddetin ne kadar yaygın bir sorun olduğunu merkeze gelince anladığını söyleyen Hilal, merkezdeki toplantılar, eğitimler, psikolojik destek, kadın hijyen kiti ve nakit desteği sayesinde ayağa kalktığını ve çocuklarının eğitimini ve avukat ücretini karşılayabildiğini söylüyor; “Ben merkezdeki ilk toplantıya gidene kadar sanıyordum ki koca Türkiye’de tüm bunlar sadece benim başıma geldi. Bana yaşadıklarım karşısında en çok güç veren şey, kadınların yanında olan bu merkezin varlığıydı.”
Heyfa’nın Hikayesi
Suriye’deki iç savaş nedeniyle evini terk edip 2014 yılında Türkiye’ye gelen Heyfa (43) ise, 6 Şubat depremi sırasında yaşadıklarını “Depremin olduğu günler savaşı yeniden yaşadım,” diyerek anlatıyor. Malatya’da bir konteyner kentte 4 çocuğuyla birlikte yaşayan Heyfa en çok sessizliği özlediğini söylüyor.
Eşinden gördüğü şiddetin normal olduğuna dair algısını UNFPA ve KAMER’in merkezinde aldığı eğitimler sayesinde değiştirdiğini söyleyen kadın, “Nasıl olduğumu, bir kadın olarak ihtiyaçlarımı sorduklarında yalnız olmadığımı anladım, arkamda biri var gibi hissettim,” diyor.
Merkezden psikososyal destek ve nakit desteği ile aile planlaması ile bilgi ve hizmet alan Heyfa, aldığı desteklerin onu nasıl güçlendirdiğini anlatıyor; “Kadın eğitim aldığında ve çalıştığında tüm haklarını savunabilir. Bu nedenle bu tür merkezler ve hizmetler yaygınlaştırılmalı.”
Malatya’da yaşayan kadınların hikayeleri, sadece kişisel mücadelelerine değil, deprem bölgesinde yaşayan pek çok kadının yaşadığı ortak sorunlara da ışık tutuyor. UNFPA, bu sorunların çözümüne katkı sunmak için Japon Hükümeti’nin finansal desteği ve KAMER Vakfı’nın iş birliği ile Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri aracılığıyla üreme sağlığı ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme ve müdahale hizmetleri sunmaya devam ediyor.
UNFPA, ortakları ve donörlerinin desteği ile felaketin ilk gününden beri sahada; kadına yönelik şiddetin her türlüsünün ortadan kaldırılması, sağlık hizmetlerine erişimin artması, kadınların güçlenmesi ve eşit haklara sahip olması için mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor.