Milyonlarca kişi için dünyadaki hayatı başlatıp, kolaylaştırmaya yardımcı olan ebeler, COVID-19 sürecinde de, kendi sağlıklarını riske atarak özveri ile çalışmaya devam ediyorlar. Pandemi sırasında da ulaşılması zor olanlara ulaşmak için, sahada aktif rol alarak, ev aramaları yaparak veya gezici klinikler ve filyasyon ekipleri aracılığıyla büyük mesafeler kat ederek sağlık sistemleri üzerindeki yükü hafifletmek için sahadalar. Ebeler, UNFPA’in de desteği ile 2030'a kadar önlenebilir sıfır anne ve yenidoğan ölümü ve karşılanmamış aile planlaması ihtiyacının ortadan kalkması hedefine ulaşmak için COVID-19 engelini de aşmaya kararlılar.
ANKARA, TÜRKİYE - Onun adı Umut. Türkiye’deki on binlerce ebeden yalnızca biri. Yaklaşık 30 yıldır, anneler ve yenidoğanlara umut olmak için çalışıyor. Şırnak, Van, Ankara, Denizli, İzmir - Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce bebek dünyaya gözlerini onunla açtı. Sayısız anne hayatının en zorlu dakikalarını onun desteği ile sağlıkla atlattı.
“Ben köyde doğdum. Bir ebe doğurttu beni. Benim için yeri hala çok özel. Benim amacım da temas ettiğim her annede ve çocukta aynı etkiyi yaratabilmek. Bir canlının doğumuna şahitlik etmek, daha ötesinde vesile olmak tarifsiz bir duygu. Doğduklarında annelerinden önce bize temas ediyorlar. O ilk temas öyle özel ki, sözcükler kifayetsiz kalıyor” sözleriyle anlatıyor mesleğine aşkını Umut Ebe.
1994 yılında henüz 18 yaşındayken ilk doğum yaptırdığı çocuğun şimdi 27 yaşında olduğunu söyleyen Umut Ebe; “Benim tek çocuğum var ama onlarca çocuğun annesi gibi hissediyorum” ifadelerini kullanıyor.
Umut Ebe, COVID-19 salgını ile mücadele de en ön saflarda. 1 yılı aşkın süredir sahada, ihtiyaç sahiplerine ilk elden destek oluyor. Pandeminin özellikle ilk aylarının çok zor geçtiğini söylüyor. Pandemi nedeniyle kaybettikleri meslektaşlarını gözleri dolarak anıyor.
“Adeta bir savaş ortamı gibiydi. Kimse ne olup bittiğini bilmiyordu. Çok korktuğum, çok çaresiz hissettiğim zamanlar oldu. Hem kendim, hem ailem, hem meslektaşlarım, hem de anneler ve yenidoğanlar için endişeleniyordum. Şimdi sistem oturdu, çok daha organizeyiz, ekipman sıkıntımız yok. Özellikle gebelerin ihtiyaçlarını karşılamak, onları rahatlatmak ve destek olmak için her an yanlarında olmaya çalışıyoruz” diyor.
Ebelerin zaten 2 candan sorumlu olduklarını ve çok zorlu ve büyük bir sorumluluk taşıdıklarını belirten Umut Ebe; “Bu süreçte bir de bu canları COVID-19 salgınından koruma görevimiz var. Anne-çocuk sağlığı için gösterdiğimiz çabalar artık daha da önemli” diyor.
Umut Ebe, çok sayıda gebenin COVID-19 enfeksiyonu nedeniyle hala çok endişeli olduğunun da altını çiziyor. En çok gebeleri kontrollerini aksatmama konusunda ikna etmekte zorlandıklarını söylüyor. Bu konunun ne kadar önemli olduğunu bu süreçte başından geçen acı bir olay ile anlatıyor;
“9 aylık bir gebemiz, pandemi çekincesiyle hastaneye gitmek istemediği için son aylarda bütün doktor kontrollerini aksatmış. Ona ulaştığımızda artık çok geçti, ne yazık ki bebeğini kaybetti.”
Umut Ebe, bu süreçte Covid-19 test sonucu pozitif pek çok gebe ile de karşılaştıklarını söylüyor. Hepsini 10 gün boyunca tek tek arayıp takip ettiklerini söylüyor, kontrol ve doğum sürecine ilişkin de bilgi veriyor.
“Anne pozitif ise, bebek de pozitif doğabiliyor. Bunun için gerekli bütün önlemleri alıyoruz. Pozitif gebeler, anneler ve yeni doğanlar izole ediliyor; farklı ameliyathane, doğum ve muayene odası ile yenidoğan servislerinde hizmet alıyor.” Bu yüzden COVID-19 belirtisi gösteren bütün gebelerin ebelerini ve doktorlarını mutlaka bilgilendirmesi gerektiğini vurguluyor.
Umut Ebe, gebelerin COVID-19 tedavisi için gerekli ilaçları kullanamadıklarını hatırlatarak çok daha dikkatli olmaları gerektiğini söylüyor. “İzolasyon çok önemli. Aile, arkadaş ziyaretlerini asgariye indirmeliler. Eşleri ya da aynı evde yaşadıkları aile bireyleri dışarı çıkmak zorunda ise onlarla bile aralarına mesafe koymalılar. Mutlaka maske kullanmalılar” diyor. Bu süreç sağlıklı beslenme ve bol sıvı tüketiminin öneminin de altını çiziyor.
Ebeler yalnızca doğum sürecinde yer almıyor elbette. Doğum öncesi ve doğum sonrası bakım, aile planlaması danışmanlığı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların tespiti ve tedavisi ile cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri ile ilgili de en ön safta çalışıyorlar. Kısacası halk sağlığı ve refahı için pandemi sürecinde de mücadele etmeye devam ediyorlar.
Pandemi sürecinde Türkiye’deki çok sayıda ebe, COVID-19 vakalarının tespiti, ilaç temini ve acil vaka yönetimi için kurulan filyasyon ekiplerinde de görev alıyor. Umut Ebe de onlardan biri.
“Bütün temaslı kişileri tek tek ziyaret ediyoruz. Gerekirse test yapıyoruz. Pozitif vakalara saatler içinde tedavi için ilaç teminini gerçekleştiriyoruz. Çocuk, genç, gebe, engelli, yaşlı bu süreci en rahat ve en sağlıklı şekilde atlatabilmeleri için her anlamda destek olmaya çalışıyoruz” diye özetliyor sahadaki çalışmalarını Umut Ebe. Ayrıca evsizlerin ve mültecilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde de yurtlara nakil, izolasyon, doğum hizmetleri ve ailelerin ihtiyaçlarının karşılanması ile ilgili özel olarak çalışan ekipler olduğunu belirtiyor.
Bu yılki Uluslararası Ebe Günü'nün teması; “Verileri Takip Edin, Ebelere Yatırım Yapın”. Bugün yayınlanan en yeni Dünya Ebelik Raporu'nda yer alan verilere göre (en son 2014'te yayınlanmıştı), 2035 yılına kadar ebelerin evrensel katkıları sayesinde anne ölümlerinin yüzde 67'si, yenidoğan ölümlerinin yüzde 64’ü ve ölü doğumların yüzde 65'i engellenerek ve yılda tahmini 4,3 milyon hayat kurtulacak.
Daha fazlası için UNFPA'in son raporuna göz atın!