Buradasınız

Tüm dünyada milyonlarca kişi HIV ile ya da HIV riski altında yaşıyor. Damgalanma ve ayrımcılık özellikle göçmen ve mülteciler gibi kırılgan grupları HIV’e karşı daha savunmasız hale getiriyor; HIV'i önlemek ve tedavi etmek için gerekli temel bilgi ve hizmetlere erişim başta olmak üzere, eşitsizlikleri daha da besliyor. Oysa HIV salgınını devam ettiren eşitsizlikler bir kader değil, bu durumu değiştirmek elimizde. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye, ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu'nun (PRM) ve Avrupa Birliği insan yardım fonlarının desteğiyle, kilit mülteci grupların cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile koruma alanlarında destekliyor.
 

ANKARA, TÜRKİYE - Mila, 2018’den beri HIV ile yaşıyor. Ukrayna’da başlayan hikayesi, savaş nedeniyle göç ettiği Türkiye’de devam ediyor. Türkiye’de sadece daha güvenli değil, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye, ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu'nun (PRM) ve Avrupa Birliği insan yardım fonlarının desteğiyle aynı zamanda, hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha sağlıklı da hissediyor.

53 yaşındaki Mila Türkiye’ye ilk olarak 2014 yılında turist olarak geldi. Çok sevdiği bu ülkeye, bundan 8 yıl sonra ülkesindeki savaştan kaçıp göçmen olarak sığınacağını bilmeden. Ukrayna’da başlayan savaşın ardından, 2022 Mart ayında kızı ile birlikte Ankara’ya göç etti Mila. Savaştan kaçtı ama HIV ile mücadelesi başka bir ülkede daha da zorlaştı. 

2018 yılında Kiev’de pozitif tanı aldıktan sonraki bir yıl boyunca bu durumu kimseyle paylaşamadığını, damgalanma ve dışlanma korkusuyla kendini tamamen izole ettiğini söylüyor Mila. “Durumumu kimsenin anlamaması için çalıştığım işi bıraktım. Sosyal hayatımı sıfırladım, kimseyle görüşmemeye başladım. Bununla birlikte yaşadığım psikolojik sorunlar daha da arttı, depresyona dönüştü” sözleriyle anlatıyor sürecin başında yaşadığı zorlukları. 

Çocuklarının desteği ile terapiye başladı Mila ama korkularını yenmesi kolay olmadı; “İnsanların HIV pozitif olduğumu anlamasından ve beni yargılamalarından korkuyorum. Bu yüzden, yıllarca izole bir hayat sürdüm. Böylece kendimi ayrımcılıktan korudum ama böyle yaşamak çok zor” ifadelerini kullanıyor.

Ukrayna’da en azından ilaçların erişimde sorun yaşamadığını belirten Mila’nın hayatı kızıyla birlikte Ankara’ya göç ettikten sonra daha da zorlaştı. Tedavisine devam edebilmesi için gerekli olan ilaçlarını Kiev’den getirmesi mümkün olmadı. Türkiye’de ise hangi ilaçları kullanması gerektiğine, bu ilaçları nasıl edineceğine ve nereye başvurabileceğine dair hiçbir fikri yoktu. “Bir süre ilaç alamadım. Kimseyi tanımıyordum, dili bilmiyordum, kızım yanımda olmadığı sürece dışarı bile çıkamıyordum, çok zor zamanlar geçirdim” diyor Mila.

Tam da umudunu yitirmişken bir doktorun referansı ile UNFPA Türkiye’nin Mülteci Destek Hattı’ndan (0850 888 0 539) haberdar oldu. “Hattı arayıp durumumu anlattım, bana yardımcı olabileceklerini söylediler, Ankara’daki hizmet birimine davet ettiler” sözleriyle anlatıyor hayatının bir anda nasıl değişmeye başladığını. 

Kilit Mülteci Gruplar Projesi’nin Ankara hizmet birimine giden Mila, önce sosyal hizmet uzmanından koruma danışmanlığının ardından projenin sağlık danışmanından, bilgi ve hizmetlere erişime ve tedavisine dair danışmanlık aldı. Daha sonra merkezin hastane yönlendirmesi ile hastaneden kullanması gereken ilaçların reçetesine ulaştı. Ankara Hizmet Birimi, Mila’ya proje kapsamında 3 aylık ücretsiz ilaç desteği de sağladı. 

Mila; “Sayenizde almaya başladığım ilaçlar bana çok iyi geldi. Uzun zaman sonra ilk kez kendimi enerjik hissetmeye başladım. Doktorun tavsiyesiyle fiziksel hareketimi de artırdım. Sonunda evden çıkmaya başladım. Merkeze gelmeyi seviyorum, burada kendimi güvende ve iyi hissediyorum,” sözleriyle anlatıyor hayatının nasıl değişmeye başladığını. Artık çok daha sık dışarı çıkıp, hayata karışmaya başladığını söylüyor. 

Merkezden psikososyal destek almaya da başlayan Mila, “Bir sıkıntım olduğu zaman burayı arayabileceğimi ve bana destek olacağınızı biliyorum ve bu bana çok iyi hissettiriyor. Hem tedaviye erişimime hem de psikolojime destek oldunuz. Sayenizde sosyal hayatıma dair yeniden planlama yapmaya başlayabildim” diyor ve ekliyor; “Artık kendimi çok daha iyi ve umutlu hissediyorum.” 

Mila’nın kendisi gibi HIV ile yaşayanlara bir de mesajı var; “Kendinizi benim gibi izole etmeyin. Sosyal hayattan uzak kalmamalıyız. Güvenli bir yer bulup, destek almak gerekiyor yalnızca. Hem tedavimiz için hem de psikolojik olarak.” Mila’nın politika yapıcılara da bir çağrısı var. “HIV ile yaşayan insanların çalışması için daha çok olanak sağlanabilir. Damgalamadan ve ayrımcılıktan uzak işyerlerinde, bize uygun iş olanaklarının sağlanmasını çok isterdim” diyor. 

UNFPA, Kilit Mülteci Grupları Projesi, 2018 yılından bu yana Pozitif Yaşam Derneği ve Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği ortaklığında ve Avrupa Birliği insani yardım fonlarının desteğiyle yürütüyor. Proje kapsamında faaliyet gösteren 7 hizmet biriminde AB fonlarıyla, kilit mülteci gruplara yönelik psikososyal destek, hukuki danışmanlık, vaka yönetimi gibi koruma hizmetleri veriliyor. Proje kapsamında, 2021 Aralık ayından beri de PRM'nin finansal desteği ile cinsel sağlık, üreme sağlığı danışmanlığı ile HIV ilaç desteği sağlanıyor.