(UNFPA Türkiye Ofisi Tarafından Kaleme Alındı)
13 Kasım 2024
Geçtiğimiz yüzyıldaki endüstriyel gelişmeler ekonomilerde büyük gelişmelerin önünü açtı, ancak bunun bedeli olarak doğamız büyük zarar gördü. Endüstriler tarafından salınan gazlar küresel ısınmaya neden oldu ve bu da dünyanın iklimini değiştirdi. Küresel ısınma nedeniyle meydana gelen ve sıklığı ve yoğunluğu artan iklimle ilgili aşırı hava olayları artık her gün televizyonlarımızda ve gazetelerimizde haberlere konu oluyor. 2024'ün tarihin en sıcak yılı olması bekleniyor ve 2025 yılı bu rekoru geçmeye aday. İnsanlar riskin büyüklüğünden dolayı endişeli: İklim krizi tüm dünya için ortak bir tehdit.
İklim Değişikliğinin Nedenleri Nedir?
İklim değişikliğinin birincil sebebi, küresel kuzeydeki endüstriyel faaliyetlerden ve yüksek tüketim oranlarından kaynaklanan sera gazı emisyonları. Endüstriyel faaliyetlere ve aşırı tüketime ek olarak, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 8 ila 10'unu oluşturan gıda israfı, iklim değişikliğinin bir diğer önemli nedeni. İnsanlık olarak gıda israf ederek tek gezegenimizi de yok ediyoruz. Ayrıca, plastik kirliliği de küresel ısınmanın önemli bir nedeni. Kontrol altına alınmadığı takdirde, üretim ve kirlilik mevcut oranlarında devam ederse, okyanuslarda 2050 yılına kadar kütle olarak balıktan daha fazla plastik olacak. Mikroplastikler okyanusta bozunduğunda, deniz besin ağlarına girerek ekosistem sağlığı ve insan refahı üzerinde doğrudan olumsuz etkilere yol açıyor.
İklim değişikliği sağlığımızı, yiyecek yetiştirme yeteneğimizi, barınmamızı, güvenliğimizi ve işimizi etkiliyor. Araştırmalar, bu sorunun nüfusun doğurganlık oranı, ölüm oranı ve göç konusu da dahil olmak üzere nüfusun tüm boyutlarını artan bir şekilde etkilediğini gösteriyor. Aile içi şiddet oranlarını artırıyor; okula devam etme oranı ve çocuk evlilikleri üzerinde domino etkisi yaratabiliyor. Temiz suya erişim, ev işleri için suya güvenen kadınları ve kızları ve özellikle adet döneminde kişisel hijyeni doğrudan etkiliyor.
Bu küresel acil durum bugün insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri. İklim sonuçlarına uyum sağlamak insanları, evleri, işletmeleri, geçim kaynaklarını, altyapıyı ve doğal ekosistemleri koruyabilir. Uyum planlarına dahil edilmesi gereken ilk kişiler, iklim tehlikeleriyle başa çıkmak için en az kaynağa sahip olan en kırılgan gruplar.
İklim Değişikliği demografiyi nasıl etkiliyor?
İklim değişikliği demografik dayanıklılığı çeşitli şekillerde kritik bir şekilde etkiliyor:
- Hayatın tüm yönlerini etkiliyor ve herkese zarar veriyor, ancak kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere kırılgan gruplar orantısız bir şekilde etkileniyor.
- İnsanları evlerini terk etmeye zorluyor ve kontrolsüz iç ve ülkeler arası göçe neden oluyor.
- Doğurganlığı ve gebelik sonuçlarını etkiliyor.
- Çoğunluğu kadın olan geçimini doğal kaynaklara bağımlı olarak sağlayan insanların geçim kaynaklarını tehdit ediyor.
- Kadınların ve kızların sosyal, ekonomik ve politik statülerini kötüleştiriyor ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve çocuk evlilikleri risklerine maruz kalmalarını önemli ölçüde artırıyor.
- Özellikle kadınlar ve kız çocukları için hijyen açısından olmazsa olmaz olan temiz suya erişimi engelliyor.
Bu sorunların her birinin demografi üzerinde kısa ve uzun vadede etkileri var. Toplulukların uyum sağlama yeteneklerini güçlendirmek için yerel olarak mevcut çözümlere ve ayrıca ölçeklendirilmiş ve belirli hedeflere sahip eylemlere ihtiyaç duyuyor. Özellikle, zaten orantısız bir şekilde etkilenen kadınlar ve kızlar, bu tür önlemler alınmazsa geride kalmaya devam edecekler.
Kadınlar ve kızlar üzerindeki etkileri
İklim değişikliği herkes için bir tehdit olsa da herkesi eşit şekilde etkilemiyor. Birçok kadın ve genç için iklim değişikliğinin etkisi, doğurganlık, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve çocuk evlilikleri gibi üreme sağlığı gibi sağlık ve koruma sorunları da dahil olmak üzere halihazırda var olan zorlukları daha da derinleştiriyor.
En çok etkilenenler, çoğunluğu kadın olan yoksullar ve en savunmasız olanlar. Bu gruplar genellikle değişen iklime uyum sağlamak ve geçim kaynaklarını, gıda güvenliğini ve refahını korumak için gereken kaynaklardan yoksunlar. Birçok kadın ve kız çocuğu, engelli bireyler ve diğer dışlanmış ve kırılgan insan grupları için iklim değişikliğinin etkileri mevcut sorunları daha da derinleştiriyor.
- Felaketler mevcut cinsiyet eşitsizliklerini daha da kötüleştiriyor. Kadınların ve çocukların ölme olasılığı erkeklerden 14 kat daha fazla ve yerinden edilen insanların 5'te 4'ü kadın ve kız çocukları.
- Gıda israfı açlığı daha da kötüleştiriyor, en son yemek yiyenler genellikle kadınlar ve kızlar oldukları için en çok onlar etkileniyor.
- Okyanustaki plastik kirliliği ekosistem sağlığını ve insan refahını tehdit ediyor, mikroplastikler hamile kadınlar ve bebekleri için risk oluşturuyor.
- Kadınların iklimden direkt etkilenen işlerde çalışmaları ve ücretsiz bakım işlerindeki rolleri nedeniyle iklim değişikliğinden etkilenme olasılıkları daha yüksek.
- Temiz suya erişim, ev işleri için suya ihtiyaç duyan kadınları ve kız çocuklarını doğrudan etkiliyor, ancak özellikle adet döneminde kişisel hijyeni de etkiliyor.
- İklim değişikliği cinsel sağlık ve üreme sağlığını etkiliyor, anne ve yenidoğan sağlık sorunlarını kötüleştiriyor ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskini artırıyor.
- Aşırı sıcaklıklar, doğumlar üzerinde gebelik süresindeki değişiklikler, doğum ağırlığı, ölü doğum ve yenidoğan stresi gibi olumsuz etkilere neden oluyor.
- Afetler sırasında sağlık hizmetlerindeki kesintiler, üreme sağlığı bakımı ve adet hijyeni ürünlerine sınırlı erişimin güçleşmesi de dahil olmak üzere bu zorlukları daha da ağırlaştırıyor.
- Artan kuraklıklar, kadınları ve kızları kaynaklar için daha uzun mesafeler kat etmeye zorluyor ve onları daha yüksek şiddet ve transaksiyonel seks risklerine maruz bırakıyor.
- Akut iklimle ilgili acil durumlarda ve yerinden edilmelerde - kızların okullara erişimi de sınırlanıyor ve bu da aile yoksulluğunu önleme taktiği olarak çocuk, erken ve zorla evliliklere yol açabiliyor.
Bu kesişen sorunları ele almak için iklim değişikliğinin azaltılması ve uyum stratejilerinde acilen toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımlara ihtiyaç var. İklim değişikliğinin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki orantısız etkisi, özellikle aşırı hava olaylarına karşı artan kırılganlık ve temel hizmetlerdeki kesintiler açısından, çözüme yönelik daha fazla eylem gerektiriyor. İklim değişikliğine uyum sağlamak için mevcut çabalar yetersiz durumda. Kadınları iklime uyum ve azaltım için güçlendirilmiş aktörler olarak konumlandırma konusunda kat edilmesi gereken mesafe oldukça büyük.
İklim değişikliği ve Türkiye
Dünya çapında, değişen sıcaklıklar ve hava koşullarından, daha şiddetli fırtınalara ve yükselen deniz seviyelerine kadar, hepimiz iklim değişikliğinin etkilerini hissediyoruz. Çoğu Akdeniz ülkesi gibi Türkiye de iklim değişikliğinin etkilerine karşı oldukça hassas. Son yıllarda sel, sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, orman yangınları, heyelanlar ve aşırı rüzgar fırtınaları, ülkeyi giderek yükselen sıklık ve yoğunluklarla etkiledi.
Türkiye, iklim krizinin neden olduğu büyük değişikliklerin ön saflarında yer alıyor. Türkiye'nin 2023'teki ortalama sıcaklığı 15,1 dereceydi ve bu, 1991-2020 ortalaması olan 13,9 seviyesinin 1,2 derece üzerindeydi. Türkiye’de yalnızca 2023 yılında 1475 aşırı hava olayı görüldü, bundan dolayı Türkiye 'bekle ve gör' yaklaşımını benimseyemez. Ülke, geleceği için mutlaka iklim eylemine katılmalı.
İklim değişikliği yerinden edilme ve göç modellerini de etkiliyor. İklim kaynaklı göç açısından, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda çok sayıda göçmen alması bekleniyor. Özellikle kırsal ve kıyı bölgelerindeki topluluklar, kuraklık, sel, orman yangını veya deniz seviyesinin yükselmesi gibi faktörler nedeniyle yerinden edilmeyle karşı karşıya kalabilir. Yerinden edilme genellikle sosyal ağları ve destek sistemlerini bozar, kadınları ve kızları cinsel sömürü, insan ticareti ve çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı daha savunmasız hale getirir.
Su kıtlığı, mahsul kıtlığı ve ormansızlaşma gibi iklimle ilgili olaylar, kadınların üzerindeki yükü artırabiliyor ve kaynak arayışında daha uzun mesafeler kat etmeye zorlayabiliyor. İklim değişikliği Türkiye'de kişiler arası gerilimleri ve çatışmaları artırarak toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarının artmasına yol açabilir. İklimle ilişkili afetler, sağlık hizmetleri ve barınaklar gibi temel hizmetleri aksatabiliyor. Bu, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağdurlarını kritik yardım ve koruma mekanizmalarına erişimden yoksun bırakabiliyor ve savunmasızlıklarını artırarak onları aile içi şiddet ve erken yaşta ve zorla çocuk evlilikleri gibi kritik durumlara sürükleyebiliyor.
Türkiye'de, First Lady Emine Erdoğan'ın öncülük ettiği Sıfır Atık çabası da dahil olmak üzere, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için önemli çabalar mevcut. Türkiye, Paris Anlaşması kapsamında iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütleri olan revize edilmiş Ulusal Katkı Beyanlarını (UKB'ler) 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında %41'lik bir azaltıma gideceği taahhüdü ile revize etti. Türkiye ayrıca, emisyonlarını en geç 2038'de zirveye çıkarmayı ve 2053 yılına kadar net sıfıra ulaşmayı planlıyor.
Bunu yapmak için Türkiye'nin, çevresel bozulma, kaynak azlığı ve insan hakları sorunları üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, iklim değişikliğine karşı daha fazla önleyici eylemde bulunması gerekiyor.
UNFPA ne yapıyor?
Nüfus dinamikleri ile iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı anlamak, üreme sağlığı hakları da dahil olmak üzere insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği merceğinden bu sorunu ele alan ve çevreyi koruyan politikalar üzerinde çalışmak için çok önemli. Uzun vadeli çözümler için daha geniş koalisyonların gerekli olduğunu kabul eden UNFPA, hükümetler ve diğer ortaklarla insan merkezli iklim değişikliği çözümlerinin tasarlanması ve kadınları ve kız çocuklarını bu çabaların merkezine koyarak insanların ve toplulukların uyum sağlamasını sağlamak için çalışıyor.
UNFPA'nın nüfus ve kalkınma sorunlarına ilişkin küresel düşünceyi dönüştürmeyi amaçlayan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD) açısından, UNFPA yoksulluğu azaltmak, yaşam beklentisini ve eğitimi iyileştirmek için yenilikçi bir dizi eylem önerisi sundu. İklim değişikliği ve çatışma gibi küresel krizler ICPD’nin bu konularda katkıda bulunduğu gelişmeleri engelledi, bu nedenle bu önerileri, ortaya çıkan yeni gerçekliklere uyarlamak çok önemli.
ICPD'nin iklim değişikliği dayanıklılığına ilişkin bazı önemli vurguları şunlardır;
• Cinsel sağlık ve üreme sağlığını iklim adaptasyonuna entegre etmek.
• İklime dayanıklı sağlık sistemlerini uyarlamak.
• Gençlerin iklim eylemi ve yönetimine dahil edilmesi.
• Kayıp ve hasarı telafi etmek için yatırımlar yapmak.
• Göç ve mülteciler konusunda Global Compact’ı benimsemek.
İklim acil durumlarına yanıt verirken, UNFPA'nın ilgili yönergeleri ve ilkeleri mevcutsa, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete de değinilmeli. UNFPA, bu konuda ortaklarıyla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve iklim değişikliği arasındaki ilişki hakkında sürekli yapıcı tartışmalar yürüterek bu yaygın sorunu daha iyi ele almanın yollarını arıyor.
UNFPA, gerçek bir fark yaratmak için iklim değişikliğiyle mücadele eylemlerinin kadınların ve kızların sağlığına, eğitimine ve güçlenmesine yatırım yapmaya odaklanmasını öneriyor. Bu şekilde topluluklar değişen iklime daha iyi uyum sağlayabilecek. İklimle ilgili afetlerin en kırılgan gruplar üzerindeki etkisini azaltmak için güçlü erken uyarı sistemleri, afet önleme ve sosyal destek önlemleri hayati öneme sahip.
Bu kapsamda UNFPA, savunmasız toplulukları değerlendirmek ve onların güçlenmesi için iklim okuryazarlığı ve farkındalık yaratma faaliyetlerini teşvik etmek üzere yetkililerle etkileşim kurmak için kararlılık gösteriyor. UNFPA, kadınların ve gençlerin iklime uyum ve azaltım çabalarında güçlendirilmesini vurgulayarak çeşitli destek alanları öneriyor. Bu öneriler, onları karar alma süreçlerine dahil etmeyi, toplumlarının uyum kapasitesini iyileştirecek yenilikçi çözümleri desteklemeyi ve sağlık ve koruma hizmetlerine erişimi sağlamayı kapsıyor.
UNFPA'nın dönüştürücü sonuçları, etkili bir iklim eylemiyle elde edilebilir ve sürdürülebilirdir.
Şimdi harekete geçme zamanı!