Türkiye’de şu anda 20-49 yaş arasında olan her 5 kadından 1’i 18 yaşından önce evlendi. 18 yaşından önce evlenen her 3 kadından biri de yine çocuk yaşta anne oldu. Nuray ve Hülya onlardan yalnızca ikisi. Ancak tek ortak özellikleri bu değil. İstemedikleri halde erken yaşta evlenmek zorunda kalan Nuray ve Hülya, şimdi çocuk yaşta evlilikleri sona erdirmek için en ön saflarda, başka kız çocukları da kendileri ile aynı kaderi paylaşmasın diye çalışıyor.
Daha 14 yaşındayken istemeye geldiler Nuray’ı. Ailesi kızlarının daha çocuk olduğunu, evlenmek değil okumak istediğini söylese de, bir şekilde onlar da onay verdiler henüz çocuk olan Nuray’ın evliliğine. 15 yaşında ne olduğunu anlayamadan evlendirilen Nuray, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Kurbanlık koyun derler ya, işte öyleydim. İstesen de gidiyorsun, istemesen de. Anneme babama gönül koydum çünkü okumama engel oldular. Bana göre hiç pişman da olmadılar. Keşke ekonomik özgürlüğüm olsaydı.”
Hülya da Nuray gibi, aile baskısı yüzünden çocuk yaşta evlenmek zorunda kaldı… Evliliği boyunca şiddet gördü: “Kaynanamdan dayak yedim. Eşimden sürekli şiddet gördüm. Hep şiddet gördüm yani. Hiç güzel bir evliliğim olmadı. Keşke bizi bilinçlendirselerdi. Ailelerimiz anlasaydı. Bu kadar üzülmezdik” diye özetliyor yaşadıklarını.
Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler, kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetin en yaygın türlerinden biri. Türkiye de hala bu uygulamanın yaygın olduğu ülkeler arasında.
UNFPA Türkiye’nin Sabancı Vakfı desteği ile yürüttüğü “Çocuk Yaşta Evliliklerin Önlenmesi Projesi: Nevşehir Modeli”nde sağlık aracısı olarak çalışan Nuray ve Hülya, Nevşehir’de kapı kapı gezerek, evlerde, çay ocaklarında, gelinlikçilerde, berberlerde, taksi duraklarında, eczanelerde, erken evliliğin zararları konusunda Nevşehirli aileleri ve esnafı bilgilendirdiler.
“Evlerin kapısını çaldığımda ilk sözüm, ‘Konumuz çocuklar ve kadınlar’ oluyor” diyor Nuray. “Birleşmiş Milletler aracılığıyla geldiğimizi, sağlık aracısı olduğumuzu söylüyorum, dinlemeye ikna etmeye çalışıyorum. Kapı azıcık açıldı mı, gerisi zaten geliyor. Hiç konuşmak istemeyenler, ‘Bende şu oldu, kız kardeşimde şu oldu, komşumda bu oldu’ diye öyle bir dökülüyor ki...” sözleriyle anlatıyor ev ziyaretlerine ilişkin deneyimlerini.
Gittikleri evlerde pek çok kişinin hayatına dokunduklarına değinen Nuray, projenin Nevşehir’de bir şeyleri değiştirdiğini söylüyor: “Başka bir evde, bir kız çocuğu evlendirilecekti. Hemen konuştuk annesiyle, ikna ettik. Kararını değiştirdiğimiz çok kişi oldu.”
Nuray’ın eşi Orhan muhtar da projeye destek veriyor. Kendi tecrübesinden yola çıkarak erkeklere de büyük görev düştüğünü söylüyor. “Keşke biz de erken yaşta evlenmeseydik, eşim çok zorluk çekti” diyor ve ekliyor: “Eşimin yaşadıklarını gördüm. Bizim yaptığımız hatayı bir sonraki nesil yapmasın. Özellikle babalara büyük görev düşüyor.”
UNFPA tarafından Sabancı Vakfı desteğiyle yürütülen “Çocuk Yaşta Evliliklerin Önlenmesi Projesi: Nevşehir Modeli” kapsamında bugüne dek kendisi de çocuk yaşta evlenen 19 kadın, eğitim alarak sağlık aracısı oldu. Sağlık aracıları, ev ve esnaf ziyaretleri ile mahalle sakinlerini çocuk yaşta evliliklerin risklerine ve zararlı sonuçlarına dair bilgilendirdi. Proje kapsamında 1600’den fazla hane ziyareti ve 40’ın üzerinde esnaf ziyareti yapıldı. Farklı kamu kurumlarından hizmet sunuculara eğitimler verildi ve çocuk yaşta evlilikle mücadeleye yönelik etkili bir koruma ve müdahale mekanizması oluşturulması için toplantılar yapıldı. İlk fazı 2019 sonunda biten proje 2021 yılının Şubat ayı itibariyle yeniden başladı. Bu kez Nevşehir’in yanı sıra Van’da da uygulanacak.
Çok sayıda kız çocuğunun hayatına dokunan bu projenin asıl kahramanları ise şüphesiz Nuray ve Hülya gibi erken yaşta evlenip yaşadıkları zorlukları başkaları da yaşamasın diye kapı kapı dolaşarak çocuk yaşta evliliklerle mücadeleye destek olan sağlık aracıları. UNFPA olarak biz de başka Nuray’lar, Hülya’lar ve Osman’lar aynı şeyleri yaşamasın diye sizlerin de desteğiyle tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.