6 Şubat depremlerinin ardından 14 aydan fazla zaman geçti. Yaşanan acının izleri hala taze, ihtiyaçlar devam ediyor. Depremlerden 11 ilde, yaklaşık 9.1 milyon kişi doğrudan etkilendi, 3.6 milyondan fazla kişi evlerini kaybetti. Hali hazırda, 700 binden fazla kişi geçici barınma alanlarında hayatını sürdürüyor. Yaklaşık 1.1 milyon gencin ihtiyaçları devam ediyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye, ABD Hükümeti ve Yeni Zelanda Büyükelçiliği’nin finansal desteği ve program ortaklarıyla, iş birliği içinde gençlere sağlık ve koruma alanlarında destek veriyor. Gelin, o gençlerden bazılarının hikayelerine birlikte kulak verelim.
HATAY, TÜRKİYE - “1 seneden fazla zaman geçti ama hala çok fazla ihtiyacımız var. Biz sadece doğduğumuz topraklarda, deprem öncesindeki gibi normal bir hayat yaşamak istiyoruz.” Bu sözler, Hatay Samandağ’da hala bir çadırda yaşayan 27 yaşındaki Damla’ya ait. Depremde evleri ağır hasar alan ve 6 kişilik ailesi ile zorlu koşullarda yaşamını sürdüren Damla, ihtiyaçlarını ve en büyük beklentilerini böyle özetliyor.
6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve tüm Türkiye’yi derinden sarsan yıkıcı depremlerden 11 ilde yaklaşık 9.1 milyon kişi doğrudan etkilendi. Kadınlar, gençler ve kız çocukları en kırılgan gruplar arasında. Bölgede 1.1 milyon fazla gencin ihtiyaçları devam ediyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye; ABD Hükümeti ve Yeni Zelanda Büyükelçiliği’nin finansal desteği ve program ortaklarıyla işbirliği içinde, depremden en çok etkilenen il olan Hatay’da, gençlere yönelik cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile, psikososyal destek de dahil olmak üzere koruma hizmetleri sağlıyor.
Damla’nın hikayesi
Damla ve ailesi deprem anında ağır hasar alan evlerinden yalın ayak kaçarak kurtuldular ve ailesiyle birlikte hiçbir eşyaları olmadan, kendi imkanlarıyla kurdukları çadırda yaşamaya başladılar. Damla, 6 kişilik bir aile ile konteynera sığamayacakları için, hala çadırda kaldıklarını anlatıyor. Geçen 1 yılın ardından pek çok konuda ihtiyaçlarının devam ettiğini söyleyen genç kadın, özellikle ekonomik zorluklara vurgu yapıyor. “İstihdam en büyük sorun. Çoğumuz işsiz kaldı, iş yerleri yıkıldı, pek çok işveren hayatını kaybetti. Ulaşım sıkıntısı devam ediyor dolayısıyla çok rahat hareket edemiyoruz” diyor. Damla, üniversiteye hazırlanan kız kardeşi için de endişelendiğini söylüyor; “En güzel yeri kazansın ve okusun istiyorum. Ama bu ekonomik durumda nasıl okuturuz, nereye göndeririz bilemiyorum.”
Damla, Samandağ’da ABD Hükümeti ve Yeni Zelanda Büyükelçiliği’nin finansal desteği, Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneğ (SGYD)i iş birliğinde hizmet veren Gençlik Merkezimiz ile saha çalışmaları sırasında mobil ekibimiz aracılığı ile tanışıyor; “Deprem sonrasında çok korkuyordum, uyuyamıyorum, ayrıca öfke problemleri yaşıyordum” diyen genç kadın, merkezden aldığı psikososyal destekle çok daha iyi hissetiğini ve işe başladığını anlatıyor; “Psikolog desteği bana çok iyi geldi, artık daha sakin ve daha güçlü hissediyorum.” Damla, doğduğu yerde yaşamaya devam etmek isteğini belirterek; “Tek isteğimiz hayatın biraz daha normale dönmesi” diyor.
Beyan’ın hikayesi
Depremden Hatay’da yaşayan binlerce mülteci aile de doğrudan etkilendi. Beyan, ailesiyle birlikte Halep’ten Hatay’a göç ettiğinde henüz 5 yaşındaydı. Depremi yaşadığında 14 yaşında olan Beyan, kurdukları hayatın tepetaklak olduğunu söylüyor. Beyan, yaşadıkları trajediyi “Depremde evimizi, eşyalarımızı, her şeyimiz kaybettik. Arkadaşlarımı, öğretmenlerimi kaybettim. Babam işini de kaybetti, artık bize hiçbir şey alamıyor” sözleriyle anlatıyor. Okula devam ettiğini, ancak ulaşım masraflarını karşılamakta zorladıklarını söyleyen Beyan; “Ben ve kardeşlerim başarılı öğrencileriz ama babam bizi okutmakta zorlanıyor, bot ve mont alamıyor, otobüs paramızı veremiyor, ama biz okumak istiyoruz” diyor.
Beyan ile ABD Hükümeti’nin finansal desteği, Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği’nin (SGDD-ASAM) iş birliğinde Hatay Reyhanlı’da hizmet veren Kadın Sağlığı Danışma Merkezi’mizin mobil ekipleri aracılığı ile tanıştık. Kadın hijyen kiti verdiğimiz genç kız, merkeze gelerek psikososyal destek de aldı. “Hijyen kitindeki malzemeler çok işime yaradı, özellikle kişisel bakım ürünleri. Depremden sonra kendimi çok mutsuz hissediyordum. Merkezde psikologla konuştuktan sonra yalnız olmadığımı gördüm, çok daha güvende, huzurlu ve iyi hissettim” diyor.
Fatma’nın hikayesi
23 yaşında genç bir anne olan Fatma ise, Antakya’daki evinde 2 ve 3 yaşlarında iki küçük çocuğu ile yakalandı depreme. Deprem sonrası bir süre Niğde’de bir akrabasının evinde kalan Fatma, daha sonra kendi ayaklarının üzerinde durmak için memleketi Hatay’a döndü ve çocukları ile birlikte bir konteyner kente yerleşti. Kreşe ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşadığını söyleyen Fatma, bu dönemde UNFPA aracılığıyla önemli bir desteğe ulaştığını anlatıyor; “Eşimle sorunlar yaşıyorduk ve gebe kalmak istemiyordum. UNFPA merkezinden gebeliği önleyici yöntemlerle ilgili destek aldım ve spiral taktırdım.”
ABD Hükümeti’nin finansal desteği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nin (HASUDER) iş birliğinde hizmet veren UNFPA merkezinden aldığı üreme sağlığı ve koruma desteğinin, ona çok iyi geldiğini söyleyen Fatma, eşiyle boşanma sürecinde hem çocukları ile ilgilenmek hem de çalışmak zorunda kaldığı bir dönemde, ilk kez yalnız olmadığını hissettiğini söylüyor ve ekliyor; “Elimden geldiğince çocuklarıma güzel bir hayat sunmak için, güçlü bir biçimde ayaklarımın üzerinde durmaya devam edeceğim”.
UNFPA Türkiye, deprem bölgesinde kadınlar, gençler ve kız çocukları başta olmak üzere en kırılgan gruplar için sağlık ve koruma desteği vermeye devam ediyor. ABD Hükümeti ve Yeni Zelanda Büyükelçiliği’nin finansal desteği ile, depremden en çok etkilenen il Hatay’da, gençlere yönelik, danışmanlık ve yönlendirme de dahil olmak üzere, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile psikososyal desteği de içeren koruma hizmetleri sağlıyor.