Gazeteci İpek İzci ve fotoğrafçılar Selçuk Şamiloğlu (Istanbul ve Eskişehir), Recai Güler (Bursa) çalışmasıyla, UNFPA, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun farklı yürütücü ortaklarla birlikte Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonu (ECHO) tarafından finansal olarak desteklenen Istanbul, Bursa ve Eskişehir'de sağlık hizmeti veren Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri'ni (WGSS) kullanan Suriyeli kadınların birinci elden yaşadıklarından oluşan röportaj serisi, 10 Mart 2019 tarihinde Hürriyet Gazetesi, Pazar ekinde yayımlandı. Röportajları ikinci serisini paylaşıyoruz:
“Kadınlar Günü mü? Hiç duymadım” - Zülafa Muhammed, 21 - İSTANBUL
Kadınlar Günü mü? Hiç duymadım. Beş sene önce Afrin’den geldik. Çok hastalanıyoruz çünkü evde çok rutubet var. İki aydır kira vermedik. Ev sahibi bizi sıkıştırıyor. Bazen süt ve bez olmuyor. Geçenlerde kızımı doktora götürdüm, bizi resmen kovdular. Kayınvalidemler Suriye’de. “Burada durum çok zor. Bir yol olsa da keşke biz de Türkiye’ye gelebilsek” diyorlar.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Keşke çalışmasaydık, hep okusaydık” - Hanife Muhammed, 16 - İSTANBUL
2014’te Halep’ten geldik. 12 yaşında bir tekstil atölyesinde işe başladım. Haftada 50 lira alıyordum. Bana karşı çok kabalardı, çok bağırıyorlardı. “İşi yapamıyorsun. Neden geldiniz, Türkiye size göre değil. Çok iğrençsiniz” diyorlardı. Şimdi yedinci sınıftayım. Okuldaki Türk arkadaşlarım bana “Suriyeli ezik” diyor. Abim mermer ustası. Keşke çalışmasaydık, hepimiz hep okusaydık.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
““Evden çıkın” diye şaka yaptılar” - Zeynep Hamo, 39 - BURSA
14 yaşında bir kızım vardı. Kemik kanserine yakalandı. “Şam’da tedavi kalmadı, ilaç yok, Türkiye’ye gidin” dediler. Ama buraya gelemeden kızım öldü. Üç ay önce buradaki ev sahibimiz “Başka bir ev mi baksanız” dedi. Kirayı gününde ödüyoruz, anlamadık. Sonra ev sahibinin kocası aradı: “Şaka yapıyorduk. Bakalım ne yapacaksınız merak ettik” dedi.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Nadir bir örnek miyim?” - Eman Hagabdalh, 61 - ESKİŞEHİR
Haberlerde Suriyeliler için kötü laflar edildiğinde iki taraf için de üzülüyorum. Belki Türk, belki de Suriyeli haklıdır. Ama belki de problem, dil bilmedikleri için yanlış anlaşılma sonucu çıkmıştır. Şimdiye kadar karşılaştığım insanlar beni güzel karşıladı, ve daha çok beni el üstünde tuttular. Nadir bir örnek miyim? Bunda büyük rol Eskişehirliler.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Pastayı üflerken Türk vatandaşı olmayı dileyeceğim” - Maisswn Hamdan, 45 - BURSA
Suriye’de kadınlar Türkiye’deki kadınlara göre daha fazla değer görüyor. İstediğimizde her şey eve gelirdi. Türkçeyi bana İstanbul’da komşum öğretti, o yüzden pazarda konuşabiliyorum. Üç oğlum evde, iş bulamıyorlar. Sadece biri çalışıyor, altı kişiye bakıyor. Sana teşekkür ederim çünkü sesimizi duymalarını çok isterim. Doğum günüm 8 Mart. Pastayı üflerken sadece Türk vatandaşı olmayı dileyeceğim.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Eşim ölünce amcamın oğluyla evlendim” - Hanan Al Jasım, 30 - ESKİŞEHİR
Bir buçuk sene önce Halep’ten Eskişehir’e geldim. Eşim öğretmendi, iki sene önce Rus uçaklarının bombalaması sonucu öldü. Buraya gelmeden önce amcamın oğlu Cesim’le evlendim. Eşimin kuması var. (Nikâhlı eşini kastediyor.) İki ev, toplam 10 kişiyiz.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Oğlumun ortaparmağı yok” - Fidan Habeş, 51 - İSTANBUL
Günler zor. Komşular iyi muamele etmiyor. Halimi hatırımı soran çok az. Biz Suriye’de çölden gelmedik. Bizi bu duruma getiren, savaş. Suriye’de insanların cesetleri etrafa saçılıyordu. Abimin kızı, savaşta aklını kaybetti. Evimize de bomba geldi, parçalar oğlumun eline ve ayağına isabet etti. (Ağlıyor) Ayak başparmağını oynatamıyor, ortaparmağı yok.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Türk komşular kayınvalidemden iyi” - Esma Habeş, 42 - İSTANBUL
Eşime çalıştığı yerlerde Suriyeli diye daha az maaş verdiler. Bu binaya faturalar ortak geliyor. Biz fazla kullanmıyoruz ama mecbur fazladan ödüyoruz. Savaş başlayınca Halep’ten Afrin’e, kayınvalidemin yanına gittik. Kayınvalidem beni ve çocukları hiç sevmiyordu, bizi dövüyordu. Türk komşularımızın ne hayırlarını ne şerlerini gördük. Kayınvalidemden daha iyiler. Ama çocuklar biraz ses yapınca komşular bizi emlakçıya şikâyet ediyor. Komşular neden bize gelmiyor, bilmiyorum. BM Kadın Sağlığı Danışma Merkezi’nde bir psikoloğa, kayınvalidemin yaptıklarını anlattım. “Sen çok güçlü bir kadınsın, bunlarla mücadele edebilmişsin” dedi. Bunu duymak bana çok iyi geldi.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Suriyeliyim diye laf atıyorlardı” - Büşra Muhammed Er, 22 - İSTANBUL
Tekstil atölyesinde çalışıyordum, bana da Suriyeliyim diye laf atıyorlardı. Zorlandım, hasta oldum, ayrıldım. Beş aydır evliyim, kocam Türk. Annesi, babası bana iyi davranıyorlar. Ama eltilerim, “Siz Suriye’de fakirdiniz, siz orijinal şeyler almayı bilmiyorsunuz” diyor. “Boş boş konuşuyorlar” deyip geçiyorum.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Kendimi çok yalnız hissediyorum” - Esma Al Saidi, 35- BURSA
Kendimi çok yalnız hissediyorum. Kimsem yok. Kardeşimi, annemi ve babamı sekiz yıldır görmedim. Birkaç yıl Lübnan’da kaldılar, sonra Yeni Zelanda’ya gittiler. Görümcelerim ve kayınvalidem Suriye’de, “Durum çok kötü. Orada kal, gelme” diyorlar. Çocuklarım, dört buçuk, 11 ve 14 yaşındalar. Türkiye’ye gelirken ölüler gördüler. Suriye’yi sevmiyorlar.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019
“Bana göre mutluluk, korkunun olmaması” - Meryem Al Mahmud, 55 - ESKİŞEHİR
“Burada mutluyum” desem yalan olur. Bana göre mutluluk korkunun olmaması. Evde savaş hiç konuşulmaz. Korkumuzdan konusunu bile açmayız. Zaman bizi yordu, bizi yaşlandırdı. Komşularımız sobada lastik yakıyoruz diye bizi şikâyet ediyor. Ama odunumuz yok.
Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019