Go Back Go Back
Go Back Go Back
Go Back Go Back

“Hep öleceğim, bir daha çocuklarımı göremeyeceğim sanıyordum” - Suriyeli kadınların hikayeleri: Seri 3

“Hep öleceğim, bir daha çocuklarımı göremeyeceğim sanıyordum” - Suriyeli kadınların hikayeleri: Seri 3

News

“Hep öleceğim, bir daha çocuklarımı göremeyeceğim sanıyordum” - Suriyeli kadınların hikayeleri: Seri 3

calendar_today 03 April 2019

Gazeteci İpek İzci ve fotoğrafçılar Selçuk Şamiloğlu (Istanbul ve Eskişehir), Recai Güler (Bursa) çalışmasıyla, UNFPA, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun farklı yürütücü ortaklarla birlikte Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonu (ECHO) tarafından finansal olarak desteklenen Istanbul, Bursa ve Eskişehir'de sağlık hizmeti veren Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri'ni (WGSS) kullanan Suriyeli kadınların birinci elden yaşadıklarından oluşan röportaj serisi, 10 Mart 2019 tarihinde Hürriyet Gazetesi, Pazar ekinde yayımlandı. Röportajları üçüncü ve son parçasını yayımlıyoruz:   

amar Ghchem, 23 - BURSA

“BM merkezi açılınca psikolojim rahatladı” - Kamar Ghchem, 23 - BURSA

Birkaç gün önce doğum günümdü. 23 yaşına bastım. Ailemi görmeyi diledim. Annem, babam, kardeşlerim Suriye’de. Yalnızım. Çalışmak isterim, kuaförlük yapabilirim. Bazı günler doktor iyi çıkar, bazı günler kötü... Türkçe az bildiğim için bağırıyorlar. BM Kadın Sağlığı Danışma Merkezi açıldığından beri psikolojim rahatladı.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

Ravdah Alnushoukati, 41 - BURSA

“Biz savaştan kaçtık, dönmek istemiyoruz” - Ravdah Alnushoukati, 41 - BURSA

Bursa’da “Genç Suriyeleri İdlib’e gönderecekler” diyorlar ama biz savaştan kaçtık, dönmek istemiyoruz. Suriye’de kadın evde otururdu, istediği önüne gelirdi. Burada mecburen, her şeyi çıkıp biz yapıyoruz. Türk kadınları çalışıyor, güzel ama yorucu çünkü evde de iş var.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

Şima Hüseyin, 26- İSTANBUL

“Önceden çok mutluyduk, şimdi sıfır” - Şima Hüseyin, 26- İSTANBUL

Altı sene önce Kamışlı’dan geldik. Kardeşim savaşta iki bacağını kaybetti. Annem bunu duyunca felç geçirdi. Şimdi hiç konuşmuyor, ellerini hareket ettirmiyor ve yumruklarını açamıyor. Burada olduğumuza memnun muyum? Sıfır. Annem iyi hissetsin diye onunla konuşuyorum ama beni anlamadığını anlıyorum. Tek bir arkadaşım var. Türkiye’nin Kürtlerinden. Onu çok seviyorum. Benimle çok ilgileniyor. Parkta oturmak için evden çıktığımda onunla gidiyorum. Önceden çok mutluyduk, şimdi sıfır. Abim için protezi denedik ama olmadı. Almanya’ya gidersek belki orada kardeşimin tedavisi yapılır. Bize yardım edebilir misiniz?

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019 

Wadha Y., 50 - İSTANBUL

““Neden oğullarını ülkeden çıkarttın, onlar da savaşsın” diyorlar” - Wadha Y., 50 - İSTANBUL

Beş sene önce Kobani’den geldik. Türkçe bilmiyorum. Dışarı çıktığımda komşulara el sallayarak selam veriyorum. Oturduğum ev rutubetli, kötü bir ev. Eşimin akli dengesi bozuk. Bazen sigarası bittiği için dışarı çıkıyor, insanlar bizimle dalga geçiyor, ona gülüyor. Fatih dışında bir yer görmedim. Zaten eşimden dolayı dışarı çıkamıyorum. Canım bir şey yapmak da istemiyor. Suriye’de kalan Kürtler, kendi çocukları orada savaştığı için “Sen neden oğullarını ülkeden çıkarttın, geri dönün, onlar da savaşsın” diyor. Dediklerini umursamıyorum.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

Feride İbrahim, 46 - BURSA

“Suriye kanallarında haberlere bakmıyoruz” - Feride İbrahim, 46 - BURSA

Beş yıldır Bursa’dayız. İnsanlardan yardım almaya, erzak almaya alışmamışız. Buraya geldiğimizde insanlar yardım ediyordu, biz üzülüyor, alınıyorduk. Evdeki eşyaları, mesela koltukları Türkler verdi. Bizim mülteci olduğumuzu anlayınca eşya getirdiler. İki dernekten de erzak yardımı geldi. Suriyeli olduğumuz için bize ev vermek istemediler. Bazı Suriyeliler, evden çıkarken fatura ve kirayı ödemiyormuş, o yüzden vermiyorlar. Bizim ev sahibine çok yalvardım. Bazı günler bir yere giderken anahtarını bize bırakır, bize güveniyor. Burası çok pahalı. Doğalgazı kapatıyoruz. (Bunu söyledikten sonra kalorifere baktık, yanıyordu. ‘Bizim için mi açtınız’ diye sorunca yüzümüze baktı, bir şey söylemedi. Kapatmasını rica ettik.) Şimdi evde sigara sarıp onu satıyoruz. Bazı günler Suriye’deki evimizden konuşuyoruz, ağlıyoruz. Geri dönersek sıfırdan başlarız, ev yaparız. Eşya geri döner ama insan dönmez. Gözümüzün önünde insanlar öldü. Altı çocuğum Almanya’ya, kaçak gitti. Suriye kanallarında haberlere bakmıyoruz, sadece dizi izliyoruz. Çünkü verdikleri haberlerin doğru olmadığını biliyoruz.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

Hanan Hamdan, 40 - BURSA

“Sihirli değnesin varsa, kiramı öder misin?” - Hanan Hamdan, 40 - BURSA

Şam’dan geldik. Oğlum Abdülaziz, iki yaşında, burada doğdu; “Kanka” diyor. Kızılay evde üç yetişkin var diye bize yardım yapmıyor. Sihirli değneğin olsa, kiramı öder misin? Yarısı da olur. 850 lira kira çok pahalı. Ev sahibimiz ayın 1’inde kirayı gecikirsek hemen arar. Bize “Durumunuz çok iyi” der. Halbuki biz misafir geldiğinde kendi yemeğimizi eksik ederiz, kendi yemeğinizden keseriz, ona ikram ederiz. Bize koltukları bile Türk komşular verdi. Buna rağmen gelenler “Siz zenginsiniz, durumunuz iyi” diyor. Kızılay da böyle düşünüyor. Biri bodrum katında otursun, hiç eşyası olmasın. Ancak o zaman ona yardım ediyorlar.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019 

Mizgin Muhammed, 31 - İSTANBUL

“Burada her şeyi konuşmak istiyorum” - Mizgin Muhammed, 31 - İSTANBUL

Halep’teki evimize bir akşam bomba geldik. Sınırda bir Türk köyüne vardık. O köyde bize kıyafet verdiler, çok iyi davrandılar. Oradan İstanbul’a geldik. Burada her şeyi konuşmak istiyorum. Önceki evimizde bodrum kattaydık, ev sahibimiz bizim bir üstümüzde oturuyordu. Tuvalet giderleri bizim eve damlıyordu. “Tadilat yapın” dedik, yapmadı. “Biz yaptıralım, kiradan düşelim” dedik, kabul etmedi. O evden çıktık. 12, 14 ve 15 yaşında üç çocuğum var. En küçüğü kendini Türk gibi hissediyor. Büyük kızım, dokuz yaşındayken bir kaza geçirdi. Ayağı artık düz durmuyordu. Ameliyatını Türk bir adam yaptırdı. Çok şükür böyle insanlar var.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

Fatma Haydar, 19 - İSTANBUL

“Halimizi hatrımızı soruyorsunuz, çok teşekkür ederiz” - Fatma Haydar, 19 - İSTANBUL

Burada olduğumuza şükrediyoruz. Annem şimdi Almanya’da ama üç sene önce burada olduğu gün, hayatımdaki en güzel, en mutlu günümdü. Siz bizim için buraya geldiniz. Bizi dinliyor, halimizi hatrımızı, nasıl olduğumuzu soruyorsunuz. Çok teşekkür ederiz.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

FOTOĞRAFI YOK

“Biz Türkiye’de doğumgünü kutlamıyoruz” - Haifa Jasim, 22 - ESKİŞEHİR

Ailem Halep’te, beş senedir buradayım. Hayatımda değişmesini istediğim ilk şey, eşimle başbaşa kalmak olurdu. Dört aylık hamileyim. En acil olarak, yemek ve elbise ihtiyacımız var. Biz Türkiye’de doğumgünü kutlamıyoruz. Ailem Suriye’deyken nasıl kutlarım, nasıl sevinirim? 8 Mart? Türkiye’de kadın ölümleri ve kadına şiddet olmasın. Kadınlar ölmesin, herkes anlasın ki kadının hakları var.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019

Samah Abo Habra, 41 - ESKİŞEHİR

“Hep öleceğim, bir daha çocuklarımı göremeyeceğim sanıyordum” - Samah Abo Habra, 41 - ESKİŞEHİR

Suriye’nin başındakiler bizi gelmeye mecbur kıldı. Eşim, Suriye’deyken mobilya, halı, ahşap satıyordu. İşyerine el koydular. Türk halkı benim gözümde, çok iyi. Buraya geldim ve halk bize çok kucak açtı. Ki ben onlarla çok kaynaşmadığım halde bunu hissettim. Türk halkına bize kucak açtıkları ve önem verdikleri için teşekkür ederiz.

Haber: İpek İzci, Fotoğraflar: Selçuk Şamiloğlu & Recai Güler - Hürriyet Pazar, 10 Mart 2019