“Erkeklere babalık üzerinden ulaşmak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna giriş yapmanın en önemli anahtarı”
30 Kasım 2017, İstanbul – Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye ofisi ortaklığı ile, “AÇEV Özel Sektörle ‘İlgili Babalığı! Konuşuyor” isimli farkındalık yaratma toplantısında, özel sektörün ilgili babalığı teşvik etmesi ve süreci desteklemesi için bir toplantı düzenledi. Bu tartışma toplantısının amacı, ilgili babalığın önemine vurgu yapmak ve babaların çocuk yetiştirme sorumluluklarını eşit bir şekilde üstlenmesini sağlayarak özel sektörün cinsiyet eşitliği konusunda öncü bir rol üstlenmesine ortam yaratmak.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) hedefi, özel sektör insan kaynakları politikalarından ürün ve hizmetlerine kadar ‘ilgili babalığı’ gündemlerine almaları; babaların çocuk bakımı ve gelişiminde sorumluluk üstlenebilmesi için örnek oluşturacak büyük bir değişimin öncüsü olabileceğinin altını çizmeleri. Bu doğrultuda, "İlgili babalık kavramının yaygınlaştırılması için şirketlere ne gibi roller düşüyor?", "Bu alandaki uygulamaları ve değişimleri hem kendi dünyalarımızda hem de etki alanlarımızda yaygınlaştırmak için neler yapabiliriz?" sorularının tartışmaya açıldığı toplantıda bir çok şirketin temsilcileri “AÇEV Özel Sektörle ‘İlgili Babalığı! Konuşuyor” toplantısında bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Cinsiyet Eşitliği Program Koordinatörü Meltem Ağduk, yaptığı açılış konuşmasında, 2000’li yıllarının başında cinsiyet eşitliği çalışmalarına erkeklerin de dahil edilmesinin yavaş yavaş görüldüğünü, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye ofisinin de aynı yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak için erkeklerle çalışmaya başladıklarını söyledi. Ağduk, kamu ve özel kurumlarla yaptıkları cinsiyet eşitliği çalışmalarında, erkeklere ulaşmada sıkıntılar yaşandığını, bu sorunun ancak erkeklere kendi çocuklarından, özellikle kız çocuklarından bahsetmeye başlayınca başarıya ulaşabildiklerini vurguladı. Ağduk, konuşmasında, “konu, kızlarına geldiği zaman, babalar söylenenleri daha bir can kulağı ile dinliyorlardı. Bunu keşfettiğimiz anda artık örnekleri annelerinin ya da eşlerinin üzerinden vermeyi bıraktık. Şunu anlamıştık, erkeklerle toplumsal cinsiyet meselesini doğrudan konuştuğumuzda, mesajlar hedefine ulaşmıyordu, mutlaka bir aracı kullanmak gerekiyordu...Bu aracı da kız çocuklarıydı. Erkeklere babalık üzerinden ulaşmak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna giriş yapmanın en önemli anahtarı” vurgusunu yaptı.
Yaptığı “Sohbeti Başlatmak” isimli konuşmasında AÇEV Aile Eğitimleri Birimi Direktörü Hasan Deniz, “İş yerlerinde babaları desteklemek gerekiyor. Babalar aslında baba olmayı bilmeyen erkekler. Reklamlarda, filimlerde gördükleri erkek tanımlamalarına dayandırarak baba olmaya çalışıyorlar ama ilgili baba olmayı bilmiyorlar. Bugün bu toplantıya katılan özel sektörün temsilcilerinin ilgisi bizleri çok mutlu ediyor. Birlikte cinsiyet eşitliği dönüşümünü sağlayabileceğimize inanıyorum.” dedi.
Toplantıda düzenlenen panelde, “Uçan baba” olarak da bilinen blogger Ali Taylan Çulpan, “Blogçu Anne” olarak tanınan Elif Doğan, AÇEV’in ilgili babalık sertifika programını tamamlamış Rıfat Dağlı, ve Açelik-LG firmasından Şafak Tankurt cinsiyet eşitliği için verdikleri mücadele, gözlemleri ve yaptıkları örnek çalışmalardan bahsettiler.
“Uçan Baba” blog yazarı Ali Taylan Çulpan, babalık konusunda erkeklerin tavsiye almada hala çekingen davrandıklarını, babaların çocuk yetiştirme konsundaki soru ya da önerilerini açıkca değil, özel mesaj atarak kendisine ilettiklerini söyledi. Kendisi gibi çocuk yetiştirmede eşiyle eşit zaman ve emek veren ilgili babaların olduğunu ancak “erkek baskısı” nedeniyle sessiz kaldıklarını söyleyen Çulpan, iş yerinde de erkeklerin babalık görevleri söz konusu olduğunda, annelere gösterilen anlayış ve esnekliğin aynısının babalara da gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Blogçu Anne” Elif Doğan da yazılarında anneliğin “toz pembe” olmadığını sıklıkla değindiğini, anneler üzerindeki “kusursuz anne olma” baskısının yapay ve adil olmayan bir yaklaşım olduğunu söyledi. Babaların sadece destek olan bireylerden, sorumlulukları eşit olarak üstlenen “ilgili babalar” olmaya geçmeleri gerektiğini söyledi.
AÇEV’den verdiği eğitimlerle ilgili baba sertifikası alan Rıfat Dağlı, babalığın sadece kendi babalarımızı gözlemleyerek öğrendiğimiz bir konu olduğunu, AÇEV eğitimleri sayesinde, çocuğuna özellikle vakit ayıran, çocuğu ile konuşan, hatta hayatını çocuğuna göre değiştiren/ayarlayan bir babaya dönüştüğünü söyledi. Şimdi bir işveren olan Dağlı, kendi işyerinde çalışanlara babalık konusunda çok daha anlayışlı ve destekçi davdandığını da ekledi.
Ürettim hattını kadınlara teslim eden Şafak Tankurt, fabrikada çalışan erkeklerin “bu işi kadınlar yapamaz” ön yargısını kırıp, iş yerinde cinsiyet eşitliğini sağlamak için öncesinde üretim hattının bir kısmını tamamen kadın çalışanlara verdiklerini, erkek çalışanların kadınların da bu işi yapabileceklerine ikna ettiklerini söyledi. Özel sektördeki cinsiyet eşitsizliğini yıkmak için önce kendi içlerindeki ön yargıları yıkmakla işe başadıklarını söyleyen Tankurt, önlerinde benzer örnekler olmamasının zorluklarını yaşadıklarının altını çizdi. İş yerinde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının sadece kadın ve erkek çalışanların sayısnın aynı olmasından değil, her iki gruba uygun iş ortamının yaratılması gerektiğini de vurguladı.
“AÇEV Özel Sektörle ‘İlgili Babalığı! Konuşuyor” toplantısı, firma temsilcilerinin katıldığı grup çalışmasıyla sonlandı. Bu çalışmada, babalık konusunda erkekleri teşvik etmek için iş yerlerinde iyileştirmeler yapılması fikrine tüm katılımcılar hemfikir oldu. Babaların, çocuklarını okula bırakırken, doktora götürürken izin istediklerinde, rahatlıkla izin alabilmesi; yeni baba olanların, “ilgili baba” olması için tecrübeli babalardan destek alması, iş nedeniyle katılınması gereken toplantılarda, gerekirse çocukların babalarla birlikte seyahat edebilmesinin önünün açılması, insan kaynaklarının yeni babalara destekleyici ve yönlendirici hizmetler sunabilmesi konuları tartışıldı.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) hakkında
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), 1969 yılında kuruldu ve dünya çapında nüfus konusunda uluslararası finansmana sahip en büyük yardım kaynağı olan UNFPA, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen politikalar ve stratejiler oluşturulması konularında 150’yi aşkın ülkede faaliyet göstermektedir. Çalışmalarına proje temelli olarak başlayan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), 1971 yılından bugüne Türkiye’de; üreme sağlığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi; kalkınmayla ilgili verilerin toplanması, kullanımı ve yaygınlaştırılmasının artırılması, ve insani yardım konularında çalışmalar yapmaktadır. Bu çerçevede ilk Ülke Programı 1988 yılından 1992’ye kadar sürmüş, şu anda ise Altıncı Ülke Programı (2016-2020) yürütülmektedir.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), her gebeliğin istenilen gebelik olduğu, her doğumun güvenli gerçekleştiği ve her gencin içindeki potansiyelini ortaya çıkarabildiği bir dünya için çalışır. UNFPA, bu hedefe ulaşabilmek için, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden (SDG) özellikle 4 tanesine yoğunlaşmıştır; SDG 3:Sağlıklı Bireyler, SDG 4: Nitelikli Eğitim, SDG 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve son olarak SDG 17: Hedefler için Ortaklıklar.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Sosyal Medya Hesapları:
Facebook: UNFPA.Turkey Twitter: UNFPATurkey Instagram: unfpa_turkey YouTube: UNFPATurkey