6 Şubat 2023'ün erken saatlerinde, en güçlüsü 7,7 büyüklüğünde depremler Türkiye'nin güneyini ve Suriye'nin kuzeyini vurarak devasa boyutlarda bir felaket yarattı. İlk depremlerden sonra 13 Mart tarihine kadar meydana gelen yaklaşık 17.000 artçı sarsıntı, bölgenin gelecekteki depremlere karşı savunmasızlığını ve toplulukların karşı karşıya olduğu ciddi riskleri vurgular nitelikte.
Yaşanan bu insani kriz, çoğunluğu kadın ve çocuklar olmak üzere yüzbinlerce insanı barınak, yiyecek, su, ısınma ve sağlık hizmetlerinden yoksun bırakmanın yanı sıra, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet risklerini daha da artırıyor. Suriye'de 9 milyona yakın insan yıkıcı depremlerden etkilendi. Halep'te 4,2 milyondan fazla insanın ve İdlib'de üç milyon insanın etkilendiği kuzeybatı Suriye’deki hasar en kötü durumda. 7.400'den fazla bina tamamen veya kısmen yıkıldı.
Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) göre, Türkiye'de depremler nedeniyle 50.000'den fazla kişi öldü ve on binlerce kişi yaralandı, etkilenen bölgelerden 216.000'den fazla kişi başka illere yerleştirildi.
Geçen hafta Suriye'nin kuzeybatısını ve Türkiye'yi etkileyen şiddetli hava koşulları, depremin yıkıcı sonuçlarını daha da kötüleştirdi. Bölgeyi vuran şiddetli yağmur ve seller, özellikle kabul merkezlerinde, kamplarda, düzensiz çadır alanlarında veya sokakta yaşayan insanların yaşamları, sağlıkları ve hizmetlere erişimleri üzerinde ciddi bir insani etki yarattı. UNFPA, Suriye ve Türkiye'deki müdahalelerini finanse etmek için toplam 44,5 milyon dolarlık bir taleple iki başvuruda bulundu.